Satırlarıma cehalet kelimesi ile başlamak istiyorum. Nasıl ki bir ülke eğitim sistemi ile doğru orantıda kalkınıyorsa, aynı zamanda dünya da eğitim sistemi ile, yani cehaletini yıkıp yakarak gerçek refaha ulaşabilir. “Cehalet mutluluk değil midir?” dediğinizi duyar gibiyim. Elbette öyle, cahillik de bir nevi mutluluktur ancak sanıyorum mutlu eden yalanlar yerine rahatsız edici gerçekleri seçmemiz gerekir.
Düşünün ki bu dünyada insanlar, bağnazlıktan, skolastik sakallardan, yobazlıktan korkuyor. Herkes
bir aydınlanma telaşesinde birbiriyle yarışıyor, insanlar şiddete başvurmanın ne kadar gülünç ve ahmakça olduğunun bilincinde, korkuları veya acı gerçekleri için masallar uydurmuyor, kendi menfaatlerini gözetmiyor lider konumundakiler. Öldükten sonra tekrar dirilip yaşayacağını sandığı diğer dünyada (!) cenneti yaşamak için, bulunduğu dünyayı cehenneme çevirmiyor.
“Sorgulanmamış bir hayat süren insanların hayatı, kendi ellerinde ya da kendi kontrollerinde değildir. Onların denetimi dışarıdan gelmektedir. “ Sokrates
Bu dünyada kısıtlama yok özgürlük var, kanunlar yok insanların vicdanları var, masallar da yok üstelik, çünkü ebeveynlerin çocuklarına bu saçmalıkları anlatmayacak kadar mantıkları düşünceleri ve fikirleri var ve onlar biliyor ki insanları öldürseler de fikirler ölümsüzdür, biliyorlar ki ancak düşüncenin üstesinden gelemeyen adam düşünenin üstesinden gelir,
bu gülünçtür.
İnsanlar öylesine bellemişler ki mantıklı olguları, canlıların gereksizce öldürülmesinini gerektiren her türlü olguyu tabuyu yıkmış, namusu beyinde değil bacak arasında arayanları ayıplamış, eşcinseli de transseksüeli dışlamamış, onların içinde bulunduğu durumun kendi ellerinde olmadığını, doğuştan gelen, biyolojide sıkça karşılanılan normal bir durum olduğunu kavramıştır. Kadınları herhangi bir sebepten dolayı kapatmamış, erkekler ise tabiri caizse uçkuruna sahip çıkmıştır.
Hepsinden önemlisi bu dünyada din olgusu diye bir şey yoktur, insanlığın gelişiminde dini var etmeye çalışan sahtekar insanlar olsa da toplum bunların mantığa uymayan şeyler olduğuna dair hemfikir biçimde bağımsızlıklarını ilan etmiş, ne kula kul olmuş ne de görmediği bir varlığa yalvarıp kapanır olmuş.
Toplumun değer verdiği en önemli olarak bildiği saydığı şey bilim ve fen teknolojileriymiş, daha güzel bir dünya için teknolojiyi bilimi kötüye harcamamış her zaman canlılıktan doğadan tasarruf ederek kendi kendisini yedirtmiyor, bu konuda önemli hassasiyete sahip bilim insanlarının tutumları ise takdire değer bir başarı sergiliyordur.
Sevap ve merhamet gibi kelimelerin dini kavramlar olmasına rağmen, bu dünyadaki insanların hiçbir karşılık veya hiçbir cennet hayaliyle tutuşmadan tamamen hür iradeleri ile beklentisiz karşılıksız iyilik yapmasının iyiliklerin en verimlisi olduğunu söylememe gerek yoktur sanırım.
Çocuklara allah korkusu, cehennem ateşi, kabir azabı gibi ürkütücü masallar anlatmak yerine onlara insanlık sevgisi, hoşgörü, saygı, sadakat, doğadaki canlıların bitkilerin güzelliğini anlatıp bilimsel açıdan kanıtlanmış olan doğal, yapay, eşeysel seçilim gibi özellikleri öğretiliyor. Çocuğunun aklını kendi fikirleriyle donatmak, onu kendine benzetmek ve kendisinin bir kuklasına büründürmek yerine, onun büyüyüp kendi fikirlerini oluşturmasını istiyor buradaki ebeveynler. Çünkü biliyorlar ki küçük yaştaki çocuk bilgiye aç iken diğer bir deyişle ağacı yaş iken eğiltmek yerine o ağacın belini de kırabilirler yanlışlıkla.
“Dünya 15 yaşından küçüklere din dersi vermeyecek kadar dürüst olursa, belki o zaman ona umut besleyebiliriz.” Arthur Schopenhauer
Düşünün ki bu dünyada hiç savaş olmuyor, burada silahlar değil fikirler çarpışıyor canlar yanmıyor hiç kimse kimseye kendisi gibi düşünmediği için uçakla gökdelenlere dalmıyor, düşünceleri uğruna masum insanlar ölmüyor.
Son olarak fikirleri ile aydınlık saçan hocamın bir dizesiyle kompozisyonu bitiriyorum.
“Rahat yaşamak uğruna gerçeği mezara mı götüreyim;
Halka gerçeği anlatmak uğruna ölümü mü göze alayım ?..” Turan Dursun
* Dindar insanlar bizlere göre sadece bir tane fazla tanrıya (allah’a) inandığı (diğerlerine inanmadığı) için, ayrıca dünya nüfusunun azımsanamaz bir kısmı zaten ateist olduğu için başlıkta “Daha Ateist” ifadesini kullandım.
Bu yazı “Ateistler nasıl bir dünyada yaşamak istiyor?” başlıklı yarışmamızın kazananlarından biridir.
One thought on “Daha Ateist Bir Dünya* – Dracedi”