Dinin Türkler ve Kürtler’in birleştirici mayası olacağı iddiasının manşetlere yerleşmesinden çok önce ve esasen bundan bağımsız olarak Türkiye din referanslı bir sürecin hegemonyası altına girmiş idi. Türkiye’deki şerileştici adımların karakterini çözümlemede yaşanan en önemli yanılgı şeriatın bir günde, yukarıdan siyasi bir devrimle ve muhtemelen İran, Suudi Arabistan tarzı bir sistemi tesis etmek üzer geleceği varsayımından kaynaklanıyor. Bunların tamamı yanıltıcıdır. Türkiye toplumu şerileşmeyi durduracak dinamiklere elbette sahiptir ve durduracaktır. Ancak gelmekte olan şerileşme yukarıdaki gibi gelmemekte, Türkiye’ye has bir strateji, biçim, hedef ve içerikle gelmektedir.
Hakan Güneş’in toplumsol’daki yazısının devamı için tıklayın…